ERDEME GİDEN
YOL
Konunun
başladığından anlayacağınız gibi erdemliğin, dürüslüğün ve ahlakın bir
sorumluluk olduğu bu felsefeden kısa bir bilgi vereceğim.Bu yazıda
olabildiğimce sıkmadan, konunun bütünlüğü bozmadan size bu felsefeden bahsetmek
istiyorum.Öncelikle Konfüçyüscülük, ahlaki ve felsefi bir Doğu Asya felsefesidir.Bireyin
ahlakı ve iyi amellerini üzerine kurulu öğretidir.Bu felsefenin bireyin erdemini konu aldığından bahsetmiştim ama aynı zamanda sosyal, dini ve politik
konulara da değinir.Atasözleri ve belagat yani söz sanatlarını kullanarak bireyi
bilgilendirmekle yükümlüdür.Öyle bir felsefedir ki bu, Doğu Asya' nın tarihini ve kültürünü muazzam
ölçüde etkilemiş ve Doğu Asya'daki bazı devletler devlet dini olarak benimsemiştir.Gelin
önce Konfüçyüzcülük felsefesinin kurucusu tanıyalım
Kurucusu felsefenin
isminden de anlayacağın gibi Konfücyüsdür. Döneminin bilgini ve sosyal bir
filozofudur.Bazı tarihçiler ''Çin'in Sokratezi'' bile der. Konfücyüs'ün
diğer filozoflardan ayıran en önemli özelliği ikna sanatını öyle batıdaki felsefeciler
gibi tümdengelime dayanan bir akıl yürütmeyle değil, atasözleri ve söz
sanatlarıyla kullanmasıdır.Niyetim bazı batılı okuyucular bu atasözlerinin bazılarını bulanık ve anlaşılmaz olarak görür.Mesela Beş Klasik kitabından birkaç örnek ;
·
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni
uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
·
Bir yerde küçük
insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
Ona göre ideal
insan akıllı, cesur, kibar, törelere saygılı; hırslı olmayan ve mütecazi bir
kimsedir.Diğer bir değişle Chun tzu der.Anlamı azilzade yani kültürlü de
diyebiliriz.Bazı kaynaklarda hükümdarın oğlu manasında da
kullanılmıştır.Konfücyüs 'a göre ideal bir toplum düzeni kurmak için halkı esas alınmalıdır.Halkın refahı ve saadeti toplumun düzeninde önemli bir vazifedir.Bu
görüşü ile hümanist bir kişi olduğu sonucuna da rahatla varabiliriz.Hatta "Kendin için istemediğini başkalarına
yapma" sözü de Rén'in Altın Kuralı olarak görür.
Rén'in konfüscülükte
politik bir tutumu vardır.Konfüsçülük'e göre Rén insancıl davranma yani insani
ilişkiler sergileme biçimidir.Hükümdarların ve devleti yöneten sınıfların Rén'e
uymasını buyurmuştur.Aksi taktirde insancıl olmayan hükümdarın Gök aldığı yetki 'yi, yâni hükmetme
yetkisini kaybetme tehlikesi vardır.
Peki, Konfüçyüsçülük bir din midir? Soru
hala tartışılıyor.Birçok ayinin olmasına rağmen bu ibadetler bir meditasyon
olarak uygulanıyor .Konfüçyüscülük, coğunlukla dünyevi ve ahlaki bir gelenek olarak
görülür yani bir din olarak değil. Kuşkusuz ki, Konfüçyüs 'un öğretileri Buda'nın
Sokrat 'ın ve İsa'nın kendi öz fikirleri gibi günümüze kadar değiştirmeden
kalmamıştır. Çoğu Kutsal kitaplardaki gibi değiştirmeler ve oynamalar
yapılmıştır.Sonuç olarak bu felsefe bireyin ve devlet büyüklerinın erdemini,
ahlakını ve Ren'i (insancılığı) esas alan katı bir felsefi öğretidir.Haftaya bir başka konuyla görüşmek üzere :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder