30 Ocak 2017 Pazartesi

Kandinsky Improvisation 28

Vasily Kandinsky Improvisation 28 (Second Version) 1912



We are looking at a painting 'improvisation 28’ by Kandinsky. He was a Russian painter and also one of the pioneers of abstract art in the 20 century. It’s interesting to start off by thinking about that title. The interesting part of the painting comes from the name. The Question is why did he decide to make such a name? Normally in the art history, we have paintings with title of stories from the Bible, history or mythology. The artists were generally inspired by those ideas. Kandinsky has chosen a different concept rather than those ideas. We have improvisation which is the name of a kind of musical composition. He’s trying to associate painting with music. Furthermore he said that, you could hear color that you could see music. This idea which is called synesthesia is something that Kandinsky was very interested in the idea that there could be a kind crossing of the senses. He may have wanted us to hear something in that painting.

There is a clearly chaotic moment in this painting. It feels like we're on a battlefield. There is a kind of representation of an apocalypse. Strong diagonal lines move like a bullet. On the upper left, cannons were being fired, the atmospheric effect almost reads like smoke on a battlefield. At the top right, there are small buildings on the slope of the mountain. The war is probably taking place in an area close to the city or town. Although the painting is abstract, we can understand that many things are represented when we look carefully. According to Kandinsky, the "real" world and "real" values come from the inside and nourished by them. Thus, abstract art defines it as "real" art because it expresses the inner, concrete and absolute world of the individual.

Kandinsky nin 1912 yılında yapmış olduğu 'improvisation (Doğaçlama) 28 ' adlı tablosuna bakmaktayız. Kendisi Rus kökenli bir sanatçı olup aynı zamanda Avrupa'da soyut sanatın öncülüğünü yapmış biridir. Tablonun en ilgi çekici kısmı isminden geliyor. Peki ama Kandinsky niye böyle bir isime karar vermiş? Genel olarak sanat tarihinde sanatçılar eserlerini isimlendirirken, İncilden, mitolojiden veya dönemin önemli olaylarından ilham alırlardı. Fakat Kandisky bunların dışından çok daha farklı bir konsep seçmiş. Tabloda sanki bir doğaçlama müzik bestesi var gibi .Sanatçı yeni formlar aramaya çalışarak müzikle resmi ilişkilendirmeye çalışmış, bir nevi sinestezi yapmaya calışmış. Sinestezi bir nevi algı biçimimizin birden fazla duyu organıyla (görsel, duyusal ve yazısal vb) oluşturmaya çalışılmasıdır. Kandinsky kullandığı radikal renkler müziğin ritmini ve armonisinin duyulmasını istemiş olabilir.
Tabloda açıkça kaotik bir ortam var. Sanki bir savaş alanındaymış hissi veriyor. Güçlü siyah çizgiler, yatay bir  hareketle sanki bir kurşun gibi hareket ediyor. Resmin sol üstünde silahların ateşlendiğini, hemen sağında ise dumanlı atmosferik bir alanı görmekteyiz. Sağ üste ise dağın yamacında küçük yapılar var.Savaş, belki kente yakın bir alanda yapılıyor.
Tablo her ne kadar soyut olsa da, dikkatli bakıldığında birçok şeyin temsil etmiş olduğunu anlayabiliyoruz. Kandinsky’e göre “gerçek” dünya ve “gerçek” değerler içeriden, yani soyut olandan gelmekte ve bunlardan beslenmektedir.Bununla birlikle soyut sanatı bireyin iç, somut ve mutlak dünyasını ifade ettiğinden dolayı “gerçek” sanat olarak tanımlıyor.